SAİT HALİM PAŞA (1863-1921)
Eski Osmanlı Sadrazamı ve Mısır Prensi Sait Halim Paşa siyasi kişiliğinin yanı sıra hem bir fikir adamı hem sanatkar bir centilmen idi.
Hayatı
Sait Halim Paşa Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu, Prens Halim Paşa’nın büyük oğludur. 1863 yılında Kahire’de doğmuştur. İlk ve orta eğitimini Kahire’de özel öğretmenler tarafından almış Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca öğrenmiştir. Yükseköğrenimi için İsviçre’ye gitmiş, Lozan Üniversitesi’nde siyasal bilgiler okumuştur.
Eğitimi sonrası İstanbul’a gelmiş, Osmanlı Devleti’nde göreve başlamıştır. 1913’te 50 yaşında sadrazam olmuş, 1917 yılında sadrazamlıktan istifa etmiş, 1921’de 58 yaşında İtalya’da bir Ermeni komitacının silahlı saldırısına uğrayarak hayatını kaybetmiştir.
Sait Halim Paşa’nın Prenses Emine Hanım ile evliliğinden iki oğlu vardır. Büyük oğlu Prens Halim Sait Bey, küçüğü Prens Ömer Sait Bey’dir. Anneleri Prenses Emine Hanım Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğullarından eski Hicaz Valisi Mehmet Dursun Paşa’nın kızıdır.
Siyasi Kariyeri
Sait Halim Paşa Lozan Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü’nü bitirdikten sonra kariyerine Osmanlı Devleti'nde başlamış, 1888 yılında Mîr-i Mîran rütbesi ve Mescîdî nişanı ile Şûra-yı Devlet (Danıştay) üyesi olmuştur. Kendisine 1889′da II. ve 1892′de I. rütbe Osmânî, 1899′da murassa Mescîdî nişanı ve 1900′de Rumeli Beylerbeyi pâyesi verilmiştir.
Paşa, Sultan II. Abdülhamit zamanında Mısır ve Avrupa’ya giderek Jön Türk hareketinde rol almıştır. 1908'de II. Meşrutiyet'in ilan edilmesiyle İstanbul'a geri dönmüştür. Aynı yıl bulunduğu Şûrâ-yı Devlet azalığından kadro dışı bırakılmış, ancak belediye genel seçimlerinde Yeniköy dairesi reisliğine tayin olunmuştur. Cemiyet-i Umumiye-i Belediye ikinci reisliği yapmış ve yine 1908 yılında Âyân Meclisi’ne girmiştir.
1912′de Şûrâ-yı Devlet reisliğine getirilmiş, reislikten çekildiği sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin genel sekreterliğine seçilmiştir. Mahmut Şevket Paşa’nın sadrazamlığı sırasında 1913′te ikinci defa Şûra-yı Devlet reisliğine ve üç gün sonra hariciye nezaretine (dışişleri bakanlığı) atanmıştır. Mahmut Şevket Paşa’nın şehit edilmesinden sonra 1913′te sadaret kaymakamlığına (başbakan yardımcılığı) vezirlik rütbesi ile getirilmiştir. 11 Haziran 1913 - 14 Şubat 1917 tarihleri arasında sadrazamlık yapmıştır. 1913 Eylül'ünde, Bulgarlarla Edirne’nin Osmanlı Devleti'nde kalması ve Meriç Nehri sınır olmak üzere barış imzalanması hizmeti sebebi ile Padişah tarafından İmtiyaz Nişanı ile onurlandırılmıştır.
Osmanlı Devleti'nin 1914 yılında tarafsızlığının ihlal edilmesi nedeni ile I. Dünya Savaşı'na katıldığı süreçte Almanya sefiri Wangenheim ile ittifak anlaşması Yeniköy’de Sait Halim Paşa’nın yalısında imzalanmıştır. Sait Halim Paşa 1915′te hariciye nazırlığından, 1917′de sadrazamlıktan çekilmiştir. Sadaret makamından 3 Şubat 1917’de ayrılmasına rağmen 1919 Mart ayında bazı kabine üyeleri ile birlikte Malta’ya sürülmüştür. Tahliye olduktan sonra yerleştiği Roma’da 6 Aralık 1921 Salı günü bir Ermeni komitacının silahlı saldırısına uğrayarak hayatını kaybetmiştir. Na’şı İstanbul’a getirilmiş ve 30 Aralık 1921 günü Yeniköy’deki yalısından alınarak büyük bir törenle Sultan Mahmut Türbesi'nin bahçesine defnedilmiştir.
Fikir Adamı ve Sanatçı Kişiliği
Sait Halim Paşa Türkiye’de modern İslamcı düşüncenin gelişmesine önemli katkıları olmuş bir fikir adamıdır. 1919 yılında yayınlanan Buhranlarımız adlı kitabı yedi eserden oluşmaktadır. Bunlar Meşrutiyet, Mukallitliklerimiz, Buhran-ı İçtimaimiz, Buhran-ı Fikrimiz, Taassup, İnhitat-ı İslam Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye (İslam Aleminin Gerilik Sebepleri Üzerine Deneme) ve İslamlaşmak’tır. Paşa’nın bilinen diğer eserleri İslam’da Teşkilat-ı Siyasiyye, Mektupları, Buhran-ı Siyasimiz ve The Reform of Muslim Society’dir.
Paşa’nın aynı zamanda müziğe, aileden gelen bir ilgisi vardır. Verdi’nin ünlü Aida operası Sait Halim Paşa’nın amcası Mısır Hıdivi İsmail Paşa tarafından sipariş edilmiştir. Sait Halim Paşa’nın babası tambur, kendisi ud ve piyano çalardı. Büyük oğlu Prens Halim Bey ise tambur, kemençe ve viyolonsel, küçük oğlu Prens Ömer Bey de ud çalardı. Müzik dünyasının ileri gelenleri Paşa ve çocukları ile fasıllar yaparlardı.